Lübnan iç savaşının Arap dünyasını karıştırdığı ve bir çok endişelere sebep olduğu bir gerçektir. Çünkü Lübnan'ın dini gruplar arasında parçalanması veya en azından
bir ara Hıristiyanların ileri sürdüğü gibi
bir federasyon ve konfederasyon şekline dönüştürülmesi ihtimali
bir çok Arap ülkesi için
kendilerine de tesir etmesi bakımından
korkutucu olmuştur. Fakat
Lübnan iç savaşının sona ermesinden hemen bir yıl sonra Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat'ın İsrail'e gitmesi ve bundan on ay sonra da İsrail ile Camp David Anlaşmaları'nı imzalaması
Arap dünyasını çok daha fazla karıştıracak ve günümüze kadar gelen bir dizi yeni gelişmelerin kapısını açacaktır.
18 Ocak 1974'de
Amerika'nın aracılık çabaları ile
İsrail ve Mısır arasında imzalanan Sina anlaşması
Amerikan diplomasisi için bir başarı olduğu kadar
Mısır-Amerikan münasebetlerinin de büyük ölçüde değişmesini ve gelişmesini sağlamıştır. Hele
Dışişleri Bakanı Dr. Kissinger'in 31 Mayıs 1974'de de İsrail ile Suriye arasında bir anlaşma sağlaması
Amerika'nın Arap dünyasındaki nüfuzunu ve Orta Doğu politikasındaki tesirini daha da arttırmıştır.
Bu atmosferden yararlanan ve Orta Doğu'da bir barış zeminini kuvvetlendirmek isteyen Başkan Nixon
12-19 Haziran 1974 günlerinde Mısır
Suudi Arabistan
Suriye
İsrail ve Ürdün'ü ziyaret etti. Nixon'ın Suriye ziyaretinde
iki ülke
1967 savaşında kesilmiş olan diplomatik münasebetlerini tekrar tesis etmeye karar verdiler. Fakat Orta Doğu gezisinin en başarılı kısmı Mısır ziyareti oldu ve Nixon Mısırda hararetle ve büyük gösterilerle karşılandı.
14 Haziranda
"Mısır ile Birleşik Amerika Arasındaki Münasebetlerin ve İşbirliğinin Prensipleri" konusunda bir de anlaşma imzalandı. Amerika ile Mısır arasındaki münasebetlerin almış olduğu bu yeni şekil ve gelişme iledir ki
Mısır
İsrail ile 1 Eylül 1975 anlaşmasını imzala*****
Sina'dan biraz daha toprak kazanmaya muvaffak oldu. Bu da Mısır'ı
kaybedilen Arap topraklarının tekrar kazanılmasında ve İsrail'in işgal ettiği topraklardan çekilmesini sağlamada
Amerika'ya dayanma yoluna sevk etmiştir.
Mısır'ın bu sırada Amerika'ya ve genel olarak da Batı'ya eğilim göstermeye sevmeden sebeplerin başında
karşılaştığı ekonomik meselelerin büyük tesiri olduğunda şüphe yoktur. İsrail ile yapılan savaşların yükünü kaldırmak kolay değildi. İçerdeki ekonomik sıkıntıların dışında
Mısır dış borçlarını da ödemekte güçlüklerle karşılaşmaya başladı. Bundan dolayı
Enver Sedat
20-29 350ubat 1975 günlerinde Suudi Arabistan
Umman (Oman)
Birleşik Arap Emirlikleri
Bahreyn
Katar ve Kuveyt'i ziyaret etti. Bu ziyaretler sırasında
yapılan anlaşmalarla
Suudi Arabistan Mısır'a hemen 300 milyon dolarlık
Kuveyt
Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri de 400 milyon dolarlık bir yardım yapmayı kabul ettiler.
Bunun arkasından Enver Sedat
29 Mart-10 Nisan 1975'de de Batı Almanya
Fransa
İtalya
Yugoslavya ve Avusturya'yı ziyaret etti ve Yugoslavya hariç
diğer ülkelerle çeşitli ekonomik yardım anlaşmaları imza etti. Enver Sedat
bu Orta Doğu ve Batı Avrupa ziyaretlerinin arkasından 26 Ekim-5 Kasım tarihleri arasında da Birleşik Amerika'yı ziyaret etti. Sedat bu ziyaretinde Amerika'dan silah almak istedi ise de
Amerika herhangi bir taahhütte bulunmadı. Buna karşılık
Başkan Nixon
1974 Mısır ziyaretinde vaad ettiği vechile
Kongreden Mısır'a 750 milyon dolarlık ekonomik ve 250 milyon dolarlık da gıda yardımının çıkmasını sağladı.
Başkan Sedat'ın 1975 yılında yaptığı bu ziyaretler açık bir şekilde göstermekteydi ki
Mısır politikası Batı'ya kaymaktaydı. O kadar ki
ekonomik sebepler ağırlıklı bir rol oynasa bile
Enver Sedat'ın Orta Doğuda ziyaret ettiği ülkeler esas itibariyle muhafazakar ve Batı'ya daha yatkın ülkelerdi.
Mısır politikasındaki bu değişmenin Sovyetleri hoşnut bırakmayacağını tahmin etmek zor değildi. Mısır'ın Batı'ya doğru kayması ile Mısır-Libya münasebetlerinin de bozulmaya başladığı görülmüştür. Hatta iki ülke arasında çatışmalar çıkmıştır. Bu krizde
Libya ile yakın münasebetlere sahip olan Sovyet Rusya'nın ne derece parmağı olduğunu tayin etmek elbette ki güçtür.
Mısır-Libya gerginliği ve iki ülke münasebetlerindeki kriz
1975 Temmuzunda başlamış ve aralıklarla 1977 Ekimine kadar sürmüştür. 1975 Temmuzunda Mısır sınır makamları
Mısır'da karışıklık çıkarmak isteyen bir takım Libyalıları yakaladı. Bu hadise iki ülke münasebetlerini o kadar gerginleştirdi ki
Libya Mısır sınırlarına 400 tank sevk etti ve Mısır da buna karşılık vererek Libya sınırlarına kuvvet yığdı.
Bu gerginlik Ekim 1975 ayına kadar sürdü ise de
iki taraf da daha fazla ileriye gitmedi ve münasebetlerini normale döndürdüler. Fakat 8-9 Mart 1976 günlerinde
Mısır'da yüksek seviyedeki kişileri öldürmekle görevlendirilen 30 kadar Libyalı komandonun yakalanması
Mısır-Libya münasebetlerini yeniden gerginleştirdi. Bunun üzerine Libya
ülkesinde çalışmakta olan 22.000 kadar Mısırlıyı sınır dışı etti. Bu hadise de burada kaldı.
1977 yılında Mısır ve Libya savaş durumuna girdiler. 12 Temmuz 1977 günü
dört kişilik bir sabotaj grubunun Libya'dan Mısır'a girmek isterken Mısırlılar tarafından yakalanması üzerine
14 Temmuz 1977'den itibaren Libya-Mısır sınır çatışmaları başladı. Bu çatışmalar
17 Temmuzdan itibaren iki taraf tanklarının ve uçaklarının çarpışmasına dönüştü. Gerçekte Libya ile Mısır arasında bir savaş söz konusu idi. Dolayısıyla
Arap Ligi'nin ve diğer Arap ülkelerinin araya girmesi üzerine
Libya topraklarına girmiş olan Mısır
kuvvetlerini geri çekerek 24 Temmuzda savaşı durdurdu. Fakat iki devlet arasında münasebetlerin normale döndürülmesi ancak 1977 Ekiminde mümkün olabildi.
Mısır'da
yüksek seviyedeki kişileri öldürmekle görevlendirildiği belirtilen 30 kadar Libyalı komandonun 8-9 Mart 1976'da yakalanmalarından bir kaç gün sonra
Enver Sedat
bir bomba patlattı. Sovyetlerle olan bağlarını birdenbire koparıverdi. Mısır'ın Amerika ile münasebetleri geliştikçe
Mısır-Sovyet münasebetleri bu gelişmenin üzerinde bir ipotek teşkil etmeye başladı. Libya ile münasebetlerin gayet gergin olduğu ve Lübnan iç savaşının da gayet yoğun bulunduğu bir sırada
Enver Sedat Sovyet yükünü sırtından atıverdi.
14 Mart 1977 günü
Mısır'ın parlamentosu olan Halk Meclisi'nde yaptığı konuşmada
27 Mayıs 1971 tarihli ve Mısır ile Sovyet Rusya arasında "sarsılmaz dostluk" (unbreakable friendship) tesis eden "Dostluk ve İşbirliği Antlaşması"nın feshini Halk Meclisi'nden istedi. Enver Sedat bu konuşmasında
1973 savaşından sonra Sovyetlerin Mısır'a karşı alakalarını azalttığından
Arap dünyasında "mihverler" yaratmak
yani Arap dünyasını bölmek için çaba harcadığından
Mısır'a silah ve yedek parça vermediğinden
1975 Ocak ayında Brejnev'in Mısır'a yapacağı ziyareti iptal ettiklerinden
1971 anlaşmasını canları nasıl isterse öyle tatbik ettiklerinden şikayetle
bu antlaşmanın artık bir yararı kalmadığını ve dolayısıyla feshedilmesi gerektiğini söyledi.
Halk Meclisi 15 Martta
yani ertesi günü
aldığı bir kararla
Mısır-Sovyet dostluk antlaşmasını feshetti. İş bu kadarla da kalmadı. Halk Meclisi
4 Nisanda aldığı bir kararla da
Sovyet donanmasının Mısır limanlarından yararlanmasını sağlayan anlaşmayı da feshetti. Enver Sedat'ın bu tutumu Amerika'yı çok sevindirdi. Aynı ölçüde
Sovyetlerin de canını sıktı. Mısır gibi
Orta Doğu'nun gayet stratejik bir ülkesi ve aynı zamanda da Arap dünyasının nüfuzlu bir devleti ile münasebetleri kopmuş oluyordu. Sovyetler bu kopmanın şokunu azaltmak için
28 Nisanda Mısır'la gayet geniş çerçeveli bir ticaret anlaşması imzaladılar.
Enver Sedat
şimdilik daha ileriye gitmeyi uygun bulmadı. Mayıs ayında yaptığı bir konuşmada şöyle diyordu: "Sovyetler Birliği ile kavga etmek niyetinde değiliz. Bağımsız tutumumuzun anlaşılacağı ve kabul edileceği günün geleceğini ümit ediyorum ve o zaman Sovyetlerle münasebetlerimiz sağlam bir zemine oturmuş olacaktır."350unu da belirtelim ki
Sovyetlerin Mısır'dan belirli bir ölçüde uzaklaşmalarında veya Enver Sedat'ın şikayet ettiği gibi
alakalarını azaltmalarında
1974'ten itibaren Sedat'ın takibe başladığı
Amerika ile münasebetleri yumuşatma politikasının da büyük rolü vardır. Enver Sedat'ın bu yeni tutumu
Amerika'yı bir Orta Doğu barışı konusunda daha da cesaretlendirdi ve harekete geçirdi.
1977 yılında Amerika'nın gösterdiği faaliyetler Dolayısıyla
Mısır da dahil
Amerika ile Ürdün
Suriye
Suudi Arabistan ve İsrail arasında bir çok temaslar oldu. Hatta Amerika Dışişleri Bakanı Cyrus Vance ile Sovyet Dışişleri Bakanı Gromyko arasında New York'ta 30 Eylülde yapılan görüşmeler sonunda
1 Ekim 1977'de yayınlanan bir bildiride
bu taraflar
birbirlerinin meşru hak ve menfaatlerini karşılıklı olarak tanımaya davet edilmiş ve Aralık ayında Cenevre'de bir konferansın toplanacağı da açıklanmıştı. Lakin bunlardan hiç bir netice çıkmadı.
1977 Mayısında İsrail'de seçimler yapılmış ve Menachem Begin liderliğindeki Likud Partisi seçimleri kazanarak yeni hükümeti kurmuştu. Bu seçimlerden sonra
bilhassa Temmuz ve Ağustos aylarında Amerika'nın Time dergisi
İsrail'in çeşitli vasıtalarla Arap ülkeleriyle temasa geçmeye çalıştığı ve bilhassa mutedil Arap ülkeleri olan Ürdün
Suudi Arabistan
Mısır ve Sudan ile barış müzakereleri için temas aradığını bildirdi. Dergi
İsrail ile gizli olarak devamlı münasebet halinde bulunan Fas'ın aracı rolünü oynadığını bildiriyordu.