XIV. yüzyıl ortasında İtalya'da meydana gelen
XV. ve XVI
yüzyıllarda Batı Avrupa'daki ülkelere yayılan
edebiyat
sanat ve bilim alanındaki uyanışa verilen ad. Rönesans
Avrupa'da
Orta Çağ'dan Yeni Çağ'a geçişi
hazırlayan bir harekettir. İlkin İtalya'da başlamıştır
İtalya�da
Donte (1265 -1321) Petrarca (1304 - 1374)
Boccacio (1313 - 1375) gibi yazarlar
Rönesans hareketinin öncüsü olmuşlardır. Rönesans hareketinin başlamasının sebepleri arasında şunlar vardır: Eski Yunan ve Latin edebiyat
felsefe ve bilimlerinin incelenmesi
bunların okullarda okutulmağa başlanması; matbaanın icadı ile geniş halk kitlelerinin yeni buluş ve düşünüşleri kolayca okuyabilme imkânının sağlanması : Avrupa'da bilim adamlarını ve sanatkârları koruyan bir sınıfın meydana gelmesi.
Eski Lâtin ve Yunan medeniyetinin izlerini taşıyan İtalya
bu yeni hareketin öncüsü olan memleket olmuştur.
Buralar Avrupa�nın öbür ülkeleri gibi kralların emrinde olan ülkelerden daha serbest daha hür bir durumdaydılar. Çoğu ticaretle geçinen
zengin kimselerden meydana gelen halk
kilisenin baskısına pek aldırmadan yaşıyordu
Zengin aileler sanatçıları korumayı
eski eserleri toplamayı bir vazife biliyorlardı. Böylece yavaş yavaş
eski Yunan ve Lâtin eserlerine karşı bir ilgi uyanmış; İstanbul�un Türkler eline geçmesi üzerine
birçok Bizanslı bilginler
eski elyazmalarını alarak İtalya�ya göç edince bu ilgi daha belirli bir şekil almıştır. Uzun zamandan beri kapalı duran
unutulan Yunan ve Lâtin edebiyat ürünleri yeniden ortaya çıkarılmış
eski metinler çoğaltılmaya karşılaştırılmaya
açıklanmaya başlanmıştır. Matbaacılığın yayılması ile bu metinler daha geniş bir alana daha çabuk yayılmış
Rönesans hareketi hızlanmıştır. Dante
Petrarca
Boc-cacio'dan sonra Machiavelli (1469 - 1527)
Ariosto (1474 � 1533)
Tasso (1544 - 95) gibi yazarlar yetişmiştir. İtalyan Rönesans hareketi yalnız edebiyat alanında kalmamış
güzel sanatlar alanına da yayılmıştır. Giotto (1266-1337)
Botticelli (144 - 1510)
Leonardö da Vinci (1452 - 1519)
Michelangelo (1475 - 1564)
Raphael (1483 - 1520) gibi ressam ve heykeltıraşlar
Brunellesehi (1337 - 1446)
Bramante (1455 -1515) gibi büyük mimarlar yetişmiştir. İtalya'nın Avrupa ile doğu ülkeleri arasındaki ticareti elinde tutması
Avrupa'nın öbür ülkeleriyle sürekli münasebetlerde bulunması
İtalyan Rönesans hareketinin buralarda da yayılmasını sağlamıştır.
Fransa'da Rönesans hareketi
Paris Üniversitesinde Yunanca okutan Gregorio Tifemas'ın (1415 - 66) etkisiyle başlamıştır. Başlangıçta
Ortaçağ düşünüşüyle hareket eden bilginler ve sanatçılar bu harekete karşı koymak istedilerse de engel olamamışlar
Charles VIII.ın Napoli'yi ele geçirmesi Fransızları İtalyan
Rönesans ürünleriyle doğrudan doğru ya karşı karşıya getirmiştir. Asıl Fransız Rönesans�ı François I. zamanında kendini göstermiş. Bude ve Scaliger gibi bilginler eski Yunan üzerine araştırmalara hız verirken
Ronsard ile onun çevresinde birleşip Plelade adını alan topluluk da eski eserlerden aldıkları ilhamla yeni bir Fransız edebiyatı meydana getirmeğe başlamışlardır. Rabelais (1494 - 1553)
Ronsard (1524-85)
Montaigne (1533 - 92) bu hareketin en önemli yazarlarıdır.
Almanya'da da Rönesans
İtalya'da okuyan Öğrencilerin etkisiyle başlamıştır. Johann Reueh'in (1452 - 1522)
Meanchton (1497 - 1560)
en çok da Hollandalı Erasmus (1467 - 1536) eliyle canlı bir şekil almıştır.
XV. yüzyıl sonlarında İtalya'da Padua
Bolonya
Floransa gibi üniversitelerde Rönesans hareketini inceleyen İngiliz bilginleri yurtlarına dönünde Oxford
Cambridge üniversitelerinde bu hareketi yaymaya çalışmışlar; Henry VIII.'nin koruyuculuğu ile İngiliz Rönesanssına hız vermişlerdir. William Shakspeare (1564 - 1616) bu devrin en büyük yazarıdır.
Rönesans hareketi
Avrupalılar ve Hollanda'ya da yayılmıştır. İspanyol Cervantes (1547 - 1616)
Hoîlanda'lı Jerome Boseh (1460 - 1516)
Pieter Bruegel (1525 - 69) bu devrin önemli sanatçılarıdır.
Rönesans hareketi
Avrupalıların eski Yunan ve Roma'nın en iyi sanat ürünleriyle karşı karşıya getirmiştir. Resimde
heykelcilikte ve mimarlıkta yeni bir zevk ve anlayışa yol açmış
eski edebiyat ürünlerini örnek tutarak eserler yazmak isteğini uyandırmıştır. Bu zamana kadar başta İncil olmak üzere hemen bütün eserler Lâtince yazılırken büyük yazarlar
eski ürünleri örnek tutan yazılarını kendi dillerinde vermeye çalışmışlardır. Bu da bir çok Avrupa ülkelerinde millî edebiyatların kuruluşuna yol açmıştır.
Eski Yunan ve Roma eserlerinde daha hür
daha çeşitli bir düşünce tarzı Kendini göstermekteydi
ilerici kiliseler
bunlarla Ortaçağın daracık düşünüş sistemi arasındaki ayrılığı görmüşlerdir : Bilim adamları da bu hür düşünüşten ilham alarak araştırmalarında
değişmez sanılan bir takım kurallara değil
deneye kendi buluşlarına önem vermişlerdir. Böylelikle Rönesans hareketinin sonlarına doğru bilimde de büyük bir ilerleme görülmüştür. Copernicus (1473 - 1543)
Galileo (1564 - 1642)
Kepler 1571 - 1630) gök cisimlerinin hareketlerini
güneş sisteminin özelliklerini ortaya koymuşlar esrarlı bir görünüşü olan simya
Van Helmon (1577 - 1644). Böyle (1627 - 94) eliyle modern kimya bilimine doğru gelişmiş; Newton (1642 -1721) modern fiziğin
temellerini Pare (1517 - 90) Cerrahide
Vesalius (1514 -64) anatomide yepyeni buluşlar ortaya koymuşlardır. Harvey (1578 - 1658) kan dolaşımını bularak anatomi ve tıpta büyük bir değişikliğe sebep olmuş; Bacon (1561 - 1626)
daha sonra Descartes (1596 - 1650) deneyin
insan aklının her çeşit araştırmada üstünlüğünü belirtmişlerdir.