EDM 2016,Deep House 2016,Electro 2016,House,Trance,Commercial,Turkish Dj Remix,Yabancı Turkish Remix,Chillout,RadioHits |
En son konular | » Ovnimoon - Galactic Mantra (Liquid Soul Remix) (Liquid Soul Remix)C.tesi 09 Tem. 2022, 15:22 tarafından cruzz» Marc DePulse - The Swarm (Stan Kolev Remix) [PROG] -YENİ MİX TRANCE!!!C.tesi 09 Tem. 2022, 15:20 tarafından cruzz» Ihab Sameh - Need The Music (Original Mix)C.tesi 09 Tem. 2022, 15:14 tarafından cruzz» Ihab Sameh - Mind Behing The Stars C.tesi 09 Tem. 2022, 15:11 tarafından cruzz» Ihab Sameh - Complete ControlC.tesi 09 Tem. 2022, 15:07 tarafından cruzz» Ihab Sameh - Beyond the Limits C.tesi 09 Tem. 2022, 15:04 tarafından cruzz» FreakMe & Stan Ritch - Metronome (Original Mix)C.tesi 09 Tem. 2022, 15:01 tarafından cruzz» Fatboy Slim - British Airways i360 in Brighton, United Kingdom for Cercle SET DİR!!!C.tesi 09 Tem. 2022, 14:59 tarafından cruzz» Darma, Liya - Final Destination (Original Mix) (Original Mix)C.tesi 09 Tem. 2022, 14:53 tarafından cruzz» Fur Coat - Monday TRANCE MİXİ-2022 -ÇOK GEÇERLİ ŞARKI AÇILIŞ ŞARKISI!!!!C.tesi 09 Tem. 2022, 14:49 tarafından cruzz» Zoo Brazil - Ties TRANCE MİXC.tesi 09 Tem. 2022, 14:44 tarafından cruzz» UMEK, Cosmic Boys - Evolution (Original Mix) (Original Mix)C.tesi 09 Tem. 2022, 14:41 tarafından cruzz» Tom Laws - HigherC.tesi 09 Tem. 2022, 14:37 tarafından cruzz» Tom Hutt - Timeless C.tesi 09 Tem. 2022, 14:34 tarafından cruzz» Tom Hutt - Tork (Original Mix) (Original Mix)C.tesi 09 Tem. 2022, 14:32 tarafından cruzz |
| | Yazar | Mesaj |
---|
JaNbErG Root Admin
Mesaj Sayısı : 6362
Yaş : 38
Nerden : İzmir
Kayıt tarihi : 28/10/07
Başarı Puanı : 70
Tecrübe Puanı : 19308
| Konu: İşte Ermeni Mezalimi Salı 18 Mart 2008, 05:17 | |
| Genelkurmay Başkanlığı arşivindeki 1915 tarihli belgeler, soykırım iddiaları peşinde koşan Ermenilerin Van çevresinde masum köylülere yaptıkları tüyler ürpertici vahşete tanıklık ediyor.
Belgelerde, Van'ın Özalp ve Saray ilçelerinde Ermeniler tarafından bazı kadınların hamileyken karınlarının deşildiğini, bazılarının çocukları ile tandırda yakıldığı, genç kızların tecavüz edilip öldürüldüğü, erkeklerin ise kurşun ve süngü ile katledildiği gözler önüne seriliyor.
Genelkurmay Başkanlığı, Askeri Tarih ve Stratejik Etüt ve Denetleme Başkanlığı arşivlerinde bulunan 1914-1918 tarihleri arasındaki belgeleri, ''Arşiv Belgeleriyle Ermeni Faaliyetleri'' adıyla yayınladı.
Arşivde bulunan Özalp Kaymakamı Kemal'in imzasını taşıyan 4 Mart 1915 tarihli bir belge, Ermeni mezaliminin boyutlarını ortaya koyuyor.
Söz konusu belgede, Ermenilerin Van'ın Özalp ilçesindeki Sarıköy'de yaptıkları katliamda 41 erkeğin süngü ve kurşunla, bazılarının da ''dövülerek, karnı yarılarak ve kesilerek'' öldürüldüğü belirtiliyor.
Kayıtta, köydeki İso'nun kızı Güllü'nün ''memesinin kesildiği'', İbo'nun eşi Silo'nun kızı Sülni'nin ''karnı yarılarak çocuğunun çıkarıldığı ve tandıra atıldığı'' ve çok sayıda kadına tecavüz edildiği bildiriliyor.
Belgede, ayrıca Özalp ilçesinin Tepedam köyünde Ermenilerin erkeklerin büyük bölümünü süngü ile katlettikleri, kadınlara ise tecavüz ederek öldürdükleri kaydediliyor.
''KENDİ KIZINI BOĞAZLAMAYA ZORLANDI''
Özalp Kaymakamı Kemal'in gerçek incelemeleri sonucu hazırladığı 15 Mart 1915 tarihli bir başka belgede ise Saray'ın Yamanyurt köyünde Miha'nın eşi Fato'nun üç çocuğu ile boğazlandığı, Belecek'te Hanım Hatun'un ''Antranik adlı çete reisi tarafından tecavüz edildikten sonra beraberinde götürüldüğü'', Keçikayası köyünde Hacı Molla Sait'in ''kendi kızını eliyle boğazlaması için zorlandığı ve her teklifte uzuvlarından biri kesilerek şehit edildiği'' bildiriliyor.
Belgelerde ayrıca Saray ve Esedboyu camilerinin ahıra dönüştürüldüğü, bir çok medrese öğrencilerinin Hıristiyanlığı kabul etmeye zorlandığı kaydediliyor.
''BABA VE ANNELER ÇOCUKLARININ ETİNİ YEMEYE ZORLANDI''
Bir başka belgede ise Özalp'in Boyaldı köyünde yaşanan ''insanlık dışı vahşet''e işaret ediliyor.
Söz konusu belgede, Nezu Hatun'un tandırda yakılan iki torununun etini babasına ve annesine yedirmek üzere zorlandığı, bunu yapmak istememeleri üzerine öldürüldükleri, Nezu Hatun'un ise gördükleri karşısında aklını kaybettiği bildiriliyor.
Belgelerde, Ermeni çetecilerinin Osmanlı'nın darda kalacağı bir anı kollayarak çok önceden isyan planları yaptığını ortaya koyarken, Hınçakyan Komitesi Kilis Şubesi Başkanı Agop Basmaciyan'ın 9 Ocak 1913 tarihli Hatay Samandağı'nın Eriklikuyu köyündeki sözde Ermeni müfrezesine gönderdiği yazıda, ''...Türkiye'nin içine düştüğü bugünkü olağanüstü karışık durumu, Ermeni meselesinin siyasi gündemde yeniden söz konusu olması, zihinleri çok meşgul etmektedir. Biz Ermeniler, özellikle Hınçakyanlar, hazırlıklı ve uyanık bulunarak faaliyetlerimizi hızlandırmalıyız'' sözleri dikkati çekiyor. Basmaciyan'ın aynı gün Samandağı Yoğunoluk'taki müfrezeye gönderdiği yazıda ise ''Faal, becerikli ve sağlam öz yapılı arkadaşların katılmasıyla müfrezelerimizi çoğaltmalı ve takviye etmeliyiz. Kendinizi koruma konusundaki çalışmalarınız artmalı'' görüşüyle Ermeni planları gün yüzüne çıkıyor.
''ERMENİLERİN SİLAHLANIP ÇETE KURMA KARARI''
Bitlis Valisi Mustafa Bey'den gelen 18 Eylül 1914 tarihi şifrede ise Ermeni aydınlarının ''Türk ordusunun ilerlemesi durumunda itaate devam edilmesi, Türk ordusunun geri çekilmesi halinde de silahlanıp çete halinde gelen şeylere el konulması ve ilişkileri kesme'' yönünde bir karar alındığı belirtiliyor.
4'ncü Ordu Komutanlığı'na gönderilen 5 Mart 1915 tarihli bir yazıda ise ''Düşman gemisine firar ederken Adana Dörtyol'da yakalanan Agop'un ifadesinde, Türkiye'de rahat olmadıklarını, bölgelerinde askerin kuvvetinin ve toplarının bulunmadığını, küçük bir kuvvet gelirse kendilerine silahlı olarak katılacaklarını ve Türkleri katledeceklerini, düşman gemilerine bildirmek üzere gönderildiği anlaşılmaktadır'' deniliyor.
Zeytun'da (Süleymanlı-Maraş) 14 Mart 1915'te Ermenilerin hapishaneye saldırarak jandarmaları şehit etmelerinin ardından yayınlanan bir tebliğnamede ise Ermenilerin tüm bu saldırılarına karşılık, ''Halktan hiçbir ferdin Ermenilere ve diğer vatandaşlarımıza karşı tecavüzkar ve aşağılayıcı muamelede bulunmamalarına özen gösterilmelidir. Bunun gibi gerek Ermenilerden gerek diğer kişilerden, ülkenin asayişini bozacak girişimlerde bulunanlar hakkında yalnız hükümet kuvvetleriyle birleşilmeli ve hiçbir şekilde halkın müdahalesine meydan verilmemelidir'' deniliyor.
"ÇETELERE ORDU GERİSİNDE FAALİYET ÇAĞRISI''
Ermenilere karşı vatandaşlara ''sağduyu'' çağrısı yapılırken, Mart 1915 tarihli bir başka belgede, Kafkasya'dan gelen Taşnak delegeleri Erzurum'da katıldıkları bir toplantıda, ''Türk ordusu ricat eder, yahut ilerleyemeyecek duruma gelirse, çetelerin, derhal ellerindeki programa uygun olarak ordu gerisinde faaliyete geçmeleri'' yönünde karar alıyor. Sivas olayı sonrası askeri mahkemeye çıkarılan Ermenilerin ifadelerine ilişkin bir belgede ise ''Van, Bitlis, Erzurum, Şebinkarahisar ve ikinci derecede olmak üzere Sivas, Kayseri ve Diyarbakır'da seçim yaparak, buralarda genel müfettişler, savaş komutanları, çete reisleri tayin ve tespit edildiğini, seferberlik ilanında bütün Taşnak şubelerine, 13 yaşına kadar olan erkeklerin komiteye üye olarak kaydedilip silahlandırılmalarının emir ve tebliğ olunduğunu'' belirtiliyor.
VAN'DAKİ TAŞNAK KOMİTESİNE SİLAH VE CEPHANE YARDIMI
Van Taşnak komitesine Minaryan tarafından Ermenice yazılan bir mektupta ise ''Bizce ve sizce malum olan mal, istediğiniz yol ile size doğru yola çıkarıldı (silah, cephane, bomba kastediliyor). Şimdi size tehlikesiz bir surette mal göndermek zordur. Yollar tutulmuş olmasına rağmen sınırlarda çarpışmalar başlamıştır. Harekette olan kuvvetler, ordunun (asker) cins ve numaraları hakkında yazınız (Türk ordusu hakkında bilgi istiyor)'' ifadelerine yer veriliyor.
Başkomutanlığa 22 Nisan 1915'te Hasankale'den gönderilen bir şifreli yazıda ise Ermenilerin Sivas'ta ve Van'da ayaklandığı, diğer illerdekilerin de uygun zamanı kolladığı belirtilerek, ''Ermenilerin iddia ettikleri gibi misilleme veya jandarmaların zulüm ve düşmanlığına karşı kendilerini korumak niyetinde olmayıp, saldırmak vaziyetinde olduklarını aynen göstermektedir. Silah altında bulunan Ermeni askerlerinin firarı ve Osmanlı ordusunun harp halinde bulunduğu sırada Van'da ortaya çıkan ayaklanma ve Sivas'ta görülen ayaklanma belirtileri, Ermenilerin devlete ihanet ederek, düşmanla ortak hareket ettiklerini ve düşmana yardım ve hizmet ettiklerini ispat etmiştir. Devlete sadık halk incitilmeden, devlete karşı silahlı isyan eden hainlere acınmamasına karar verilmiştir'' deniliyor.
ERMENİLERİN NAKİL VE SEVKLERİ
Belgeler arasında yer alan 31 Mayıs 1915 tarihli Bakanlar Kurulu kararında, harp bölgelerine yakın yerlerde oturan Ermenilerin bir kısmının ordu harekatını zorlaştırdığı, erzak ve askeri malzeme nakliyatını güçleştirdiği, düşmanla işbirliği yaptığı ve birlikte hareket etme emelinde olduğu, ayrıca düşman saflarına katıldığı, yurtiçinde askeri kuvvetlere ve masum halka silahlı saldırılarda bulunduğu, düşmanın deniz kuvvetlerine malzeme sağladığı, müstahkem mevkileri düşmana gösterdiğinin tespit edildiği belirtiliyor.
Belgede, Van, Bitlis, Erzurum, Adana, Sis ve Mersin'in merkezi hariç, Adana, Mersin, Cebeli Bereket, Kozan livaları, Maraş'ın merkezi hariç Maraş sancağı, Halep'in merkezi hariç İskenderun, Beylan Cisrisugur, Antakya ilçelerinin kasaba ve köylerinde oturan Ermenilerin Musul vilayeti ve Zor sancağına, Urfa'nın merkezi hariç Urfa'nın güney kısmına, Halep vilayetinin doğu ve güneydoğu kısmına ve Suriye'nin doğu kısmına nakillerine karar verildiği bildiriliyor. Belgede, şöyle deniliyor:
''Ermenilerden gönderilmesi gerekenlerin, gidecekleri yerlere rahat bir şekilde taşınmaları ve ulaştırılması ile yolculukları boyunca istirahatlerinin sağlanması, can ve mallarının korunması ve tespit edilen yerlere vardıklarında kesin olarak yerleştirilmelerine kadar göçmenler ödeneğinden iaşeleri sağlanacak, daha önce sahip oldukları mali ve ekonomik durumları oranında, kendilerine emlak ve arazi dağıtılacaktır. Muhtaç olanlara devlet tarafından evler inşaa edilecek, çiftçilere tohumluk, meslek sahiplerinden ihtiyacı olanlara alet ve edevat dağıtılacaktır. Ayrıldıkları yerlerde kalan eşya ve mallarının ya da bunların değerlerinin karşılığı kendilerine aynı şekilde verilecektir.
En son JaNbErG tarafından Salı 18 Mart 2008, 05:20 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi |
| | | JaNbErG Root Admin
Mesaj Sayısı : 6362
Yaş : 38
Nerden : İzmir
Kayıt tarihi : 28/10/07
Başarı Puanı : 70
Tecrübe Puanı : 19308
| Konu: Geri: İşte Ermeni Mezalimi Salı 18 Mart 2008, 05:17 | |
| İŞTE GERÇEK SOYKIRIMCILAR !!!
1) Adolf Hitler (Almanya, 1939 - 1945) : 12,000,000 mülteci / kamplarda 2 milyon ölü -kayıp
2) Mao Tze Dong (Çin, 1966 - 1969) : 11,000,000 TÜRK'e asimilasyon / toplama kamplarında sayısı belli olmayan ölü ve kayıplar
3) İspanyol ve Amerikalı Kaşifler 1492-1800 : 7,972,000 ölü / kayıp
4) Hideki Tojo (Japonya, 1941-1944) : 5,000,000 ölü/ kayıp
5) Pol Pot (Kamboçya, 1975-1979) : 1,700,000 ölü
6) Kim Il Sung (Kuzey Kore, 1948-1994) : 1.600,000 mülteci ve toplama kamplarında ölü / kayıp
7) Menghitsu (Etopya, 1975-1978) : 1,500,000 ölü / kayıp
8) (FRANSA) Charles DeGaulle (Cezayir, 1954-1962) : 1,000,000 ölü / kayıp
9) Yakubu Gowon (Biafra, 1967-1970) : 1,000,000 ölü / kayıp
10) Leonid Brezhnev (Afganistan, 1979-1982) : 900,000 ölü / kayıp
11) Jean Kambanda (Ruanda, 1994) : 800,000 ölü / kayıp
12) İngiliz Krallığı (Avustralya, 1849-1938) : 719,000 ölü / kayıp , 100 bin mülteci
13) Suharto (Doğu Timor, 1976-98) : 600,000 ölü /kayıp
14) Saddam Hüseyin (Iran ve Kuzey Irak 1980 -1990 : 600,000 ölü / kayıp
15) Yahya Khan (Pakistan, 1971 ve Banglades,1990 : 500,000 ölü / kayıp
16) Savimbi (Angola, 1975-2002) : 400,000 ölü / kayıp
17) Molla Ömer - Taliban (Afganistan, 1986-2001) : 400,000 ölü / kayıp
18) Idi Amin (Uganda, 1969-1979) : 300,000 ölü / kayıp
19) B.Mussolini (Etihopya,Yugoslavya 1936) : 300,000 ölü / kayıp
20) Danimarka (Danimarka 1945) : 250,000 Alman Mülteci ölüme terk edildi
21) Mobutu Sese Seko (Zaire, 1965-1997) : 250,000 ölü / kayıp, 200 bin mülteci
22) Charles Taylor (Liberya, 1989-1996) : 220,000 ölü / kayıp
23) Foday Sankoh (Sierra Leone, 1991-2000) : 200,000 ölü / kayıp
24) Amerika (Almanya Dresden,1943-1945) : 200,000 sivil ölü (Dresden’e sığınan siviller)
25) S. Milosevic (Yugoslavya,1992-96) : 180,000 ölü / kayıp
26) Michel Micombero (Burundi, 1972) : 150,000 ölü / kayıp
27) Amerika (Hiroşima-Nagazaki 1944) : 135,000 ölü atom bombasi lie bu şehirler yok edildi
28) Almanya (Namibya 1891) : 117,000 ölü / kayıp, 15 bin mülteci
29) Hassan Turabi (Sudan, 1989 - 1999) : 100,000 ölü / kayıp
30) Richard Nixon (Vietnam, 1969 - 1974) : 70,000 ölü / kayıp
31) Papa Doc Duvalier (Haiti, 1957-1971) : 60,000 ölü / kayıp
32) Marcos (Filipinler) : 50,000 ölü / kayıp
33) Hissene Habre (Çad, 1982-1990) : 40,000 ölü / kayıp
34) Vladimir Ilich Lenin (Rusya, 1917-1920) : 30,000 mühalif infaz edildi
35) Francisco Franco (İspanya) : 30,000 mühalif infaz edild
36) Lyndon Johnson (Vietnam, 1963-1968) : 30,000 ölü / kayıp
37) Hafız Esad (Suriye 1980-2000): 25,000 ölü / kayıp
38) Khomeini (Iran, 1979-1989) : 20,000 ölü / kayıp
39) Eski Yugoslavya (1995 Bosna-Hersek) : 15 ölü, 7500 kayıp, 45 bin mülteci
40) Paul Koroma (Sierra Leone, 1997) : 6,000 ölü / kayıp
41) Usama bin Ladin(Dünya çapında,1991-2001) : 4,000 ölü / kayıp
42) Augusto Pinoşe (Chile, 1973) : 3,000 ölü / kayıp
43) Efrain Rios Montt (Guatemala) : 2,000 ölü / kayıp
44) Sierra Leone : 80,000 mülteci, kayıp rakamı belli değil
45) Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti (1912 - 1974) : 25,000 sivil TÜRK Göç etti,1000'ni aşkın Türk Şehit oldu, 100 ingiliz ölü
46) Yunanistan (Batı Trakya,1923-1990) : 400,000 TÜRK evlerin terk etti
47) Bulgaristan (1970-1989) : 360,000 TÜRK, asimilasyon sonucu evlerin terk etti, 1000 kişi toplama kamplarına alındı
48) Norveç 1920-1930 : Türk Tatar göçmenleri kısırlaştırma ve toplama kamplarında izole etme
49) Amerika -Felluce 2004 : Devam ediyor
50) Stalin-Sovyet Rusya (1940-1945) : 6 MİLYON İNSAN KATLEDİLDİ |
| | | JaNbErG Root Admin
Mesaj Sayısı : 6362
Yaş : 38
Nerden : İzmir
Kayıt tarihi : 28/10/07
Başarı Puanı : 70
Tecrübe Puanı : 19308
| Konu: Geri: İşte Ermeni Mezalimi Salı 18 Mart 2008, 05:18 | |
| ERMENİ MESELESİ VE TARİHİ GELİŞİMİ
Soykırım NEDİR?
Aynı ulustan, soydan, dinden olan insanların oluşturduğu bir topluluğu, bilinçli ve planlı biçimde yok etme, ortadan kaldırma. Naziler tarafından işgal edilen Avrupa’da yaşayan Yahudilere 1939 – 1945 senelerinde yapılan işkencelerin ve toplu kıyımların tümüne verilen ad… (Büyük Larus, Cilt 17, Sayfa 10713)
9 Aralık 1948’de, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, oybirliği ile kabul ettiği soykırım suçunun önlenmesine ve cezalandırılmasına ilişkin sözleşme tarafından tanımlanan ve kınanan bir suçtur.
***
ERMENİ İDDİALARINA CEVAPLAR:
1) 14 Mart 1914 tarihindeki Osmanlı Resmi İstatistiklerine bakalım. Bu kişilerden vergi de alınmaktadır.
Müslüman….15.044.846 Rum…………..1.792.206 Ermeni……….1.294.851 Musevi………….187.073 Bulgar……………14.908 Süryani………….65.503
Geldani…………13.505 Nesturi…………..8.091 Diğer Unsurlar. 99.325
2) 1915 tehcirinden 3 yıl sonra, Paris’te Ermeni Delegasyonu Başkanı Boghos Nubar Paşa, Fransa Dışişleri Bakanlığına başvurup, tehcir edilen Ermeniler için yardım istiyor. Fransa Dışişleri Bakanlığı tehcir edilen ve yardıma muhtaç Ermenilerin sayısı hakkında bilgi istiyor. Boghos Nubar Paşa, şu yazıyla cevap veriyor:
“Ermeni Delegasyonu Başkanı Boghos Nubar Paşa’dan Fransa Dışişleri Bakanlığı Görevlilerinden Elçi M. Gout’a Yazı
Paris, 11 Aralık 1918
Aziz Elçim,
Arzunuz üzerine, Türkiye’den tehcir edilmiş ve halen tam bir yoksulluk içinde ve acilen yardıma muhtaç durumda olan mültecilerin tahmini sayılarını size sunmakla onur kazanırım. Kafkasya’da…………………..250.000 kişi bulunuyor İran’da…………………………..40.000 kişi bulunuyor Suriye – Filistin’de…………..80.000 kişi bulunuyor Musul – Bağdat’da…………..20.000 kişi bulunuyor ____________________________________ TOPLAM………………………..390.000 kişi bulunuyor
Tehcir edilenlerin toplam sayısı 600.000 ila 700.000 olarak tahmin ediliyor. Size verdiğim rakamlar, halen Müttefik askerlerince fethedilmiş yerlerdeki sağ olanları göstermektedir. Çöle dağılmış olan diğer tehcir edilenler hakkında ise bugüne kadar hiçbir bilgi alınamadı. Yüksek saygılarımın teyidini lütfen kabul buyurunuz Aziz Elçim. İmza: BOGHOS NUBAR”
Bu mektuba göre:
- Türkiye’den tehcir edilen Ermenilerin toplam sayısı 600.000 ile 700.000 arasındadır. Yani iddia edilenin aksine Osmanlı topraklarında yaşayan 1,3 milyon Ermeni’nin tamamı değil sadece yarısı sürgüne gönderilmiş, diğer yarısı ise yerinde kalmıştır. - Boghos Nubar Paşa’nın raporuna göre; tehcir edilen 6-700 bin Ermeni’den 390.000’i, tehcirden 3 yıl sonra hayattaydı; İtilaf Devletlerince işgal edilmiş topraklarda yaşıyorlardı. - Tehcir edilenlerden geri kalan 200-300.000 Ermeni ise çeşitli yerlere dağılmıştı ve onlara “henüz ulaşılamamıştı.” (Kayıp olanların hepsi ölmüş olsa, ölü sayısı taş çatlasın 200 veya 300 bindir. Hangi 1 / 1,5 / 2 milyon Ermeni’den söz ediliyor? Bu insanlardan mutlaka yolda saldırıya uğrayanlar olmuştur ancak bir o kadar da salgın hastalık, açlık, yorgunluk söz konusudur.) - 1918 sonunda, yani Mondros Mütarekesi’nden hemen sonra durum buydu. Bu bilgileri veren Boghos Nubar Paşa, Barış Konferansında Ermenileri temsil eden Ermeni Heyeti Başkanıdır.
3) Büyükelçi Morgenthau, Ermeni Protestanları vekili Zenup Bezciyan ile görüşmesine yer verdiği hatıralarında “Yarım Milyon Ermeni’nin nakledildiğini ve bunların, yerleştikleri yerlerde işlerini kurup, hayatlarını kazanmaya başladıklarının ifade edilmesinden büyük hayrete düştüğünü” belirtmektedir.
4) Türkiye’deki Amerikan misyonerlerinin en tanınmışlarından biri olan İstanbul’daki Robert Kolej’in kurucusu ve uzun yıllar bu kolejin müdürlüğünü yapmış olan Dr.Cyrus Hamlin’in 28 Aralık 1893 tarihli Congregationalist dergisinde “Ermeniler Arasında Tehlikeli Bir Hareket” başlıklı bir makalesinden:
“Kusursuz İngilizce ve Ermenice konuşan ve ihtilalin hararetli savunmasını yapan çok zeki bir Ermeni bana, Rusya’nın Anadolu’yu istila edip ele geçirmesini hazırlamayı kuvvetle ümid ettiklerini bildirdi. ‘Nasıl?’ sorusuna da şu karşılığı verdi: ‘Bu Hınçak çeteleri, İmparatorluğun her tarafında örgütlendiler, Türkleri öldürmek ve onların köylerini ateşe vermek, sonra da dağlara çekilmek için fırsat kolluyorlar. Bunu yapınca gazaba gelecek olan Türkler Ermenilerin üzerlerine çullanacaklar ve onları barbarca kılıçtan geçirecekler. Bunun üzerine Rusya, insanlık n***** ve Hıristiyan uygarlığı adına Anadolu’ya girecektir.’ Bu tasarıyı dehşet verici ve her türlü tahayyülün ötesinde gördüğümü bildirince de şu cevabı verdi: ‘Hiç şüphesiz size öyle gelebilir, fakat biz Ermeniler hür olmaya kararlıyız. Avrupa Bulgar dehşetine kulak verdi ve Bulgarlara hürriyet verdi. Milyonlarca kadın ve çocuğun çığlıkları ve kanı ile karışacak olan bizim sesimize de kulak verecektir.’ Bu plan yüzünden bütün uygar insanlar, Ermeni adını lanetler diye kendisini vaz geçirmeye çalıştımsa da fayda etmedi. ‘Biz ümitsiziz, bunu yapacağız’ dedi.
5) Birinci Dünya Savaşı sonrası, Amerika’nın Kafkas berisi ülkelerde kurmak kararında olduğu Manda’nın, yoklamasını yapmak için General Harbord başkanlığında bir heyet kurulur ve heyet Suriye, Anadolu dahil, bütün Kafkas berisi ülkeleri (Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan) dikkatle gezer, buralarda yaşayan insanlarla tek tek konuşarak bir rapor hazırlar. Bu raporun adı Harbord Raporu olarak geçer.
İşte bu rapor, Rus ordusunun çökmesi üzerine, Bolşevikleri arkalarına alan Ermenilerin; Türklerin evlerini yağmalamalarından söz ediyor. Erzurum’da, Hasankale’de Türk evlerinin, içindeki insanlarla birlikte yakıldığını kaydediyor. Harbord Raporu’nun bu saptamaları üzerine, İngiltere’nin ünlü devlet adamı Lord Curzon, Avam Kamarası’nda verdiği bir nutukta şöyle konuşur:
“Bana öyle geliyor ki, siz Ermenileri, 7-8 yaşında pek masum ve temiz bir kız çocuğu gibi görüyor ve öyle sanıyorsunuz! Ama bunda pek yanılıyorsunuz! Zira Ermeniler, özellikle son hareketlerindeki vahşetle, ne ölçüde kan dökücü, vahşi bir millet olduklarını bizzat kendileri ispat etmişlerdir.”
6) Amerika’nın Halep Konsolosu’nun göçmenlerle ilgili raporlarında: Göçmen kamplarında kiliselerin, hastahanelerin, dokuma atölyelerinin faaliyete geçtiği yazılmaktadır.
7) “Rus istilası sırasında Ermeni cinayetlerinden kurtulmak için, Diyarbakır üzerinden Halep ve Adana yolu ile Konya’ya ve Erzurum-Erzincan’dan Sivas’a sığınan Türk göçmenlerinin gösterdikleri sefalet manzarası, Ermenilerin tehcir sırasında gösterdiklerinden az değildir. Fakat o biçareler, Müslüman oldukları için, Alman ve Amerikalı misyonerler, onlar için raporlar yazmadı. Onların sefalet ve felaketini edebi bir dil ile anlatmak gereğini vicdanında duymadı. Trabzon, Van, Bitlis, Erzurum vilayetlerinin, Ruslar tarafından istilası sırasında oralarda yaşayan Türklerden acaba ne kadarının, Ermeniler tarafından barbarca cinayetlerle öldürüldüklerini ve ne kadarının, hicret sırasında yok olduğunu bilen var mı? İşte biz haber verelim ki, bu yüzden ölen Türkler, muhakkak bir buçuk milyonu geçer… Ermeni ölümlerinden Türkler sorumlu oluyor da Türk ölümlerinden ve sefaletten Ermeniler niçin sorumlu olmuyorlar?! |
| | | JaNbErG Root Admin
Mesaj Sayısı : 6362
Yaş : 38
Nerden : İzmir
Kayıt tarihi : 28/10/07
Başarı Puanı : 70
Tecrübe Puanı : 19308
| Konu: Geri: İşte Ermeni Mezalimi Salı 18 Mart 2008, 05:19 | |
| SÖZDE SOYKIRIMI TANIYAN ÜLKELER:
29 Nisan 1982: Kıbrıs Rum Kesimi Parlamentosu 15 Nisan 1995: Rus Duma’sı 25 Nisan 1996: Yunanistan Parlamentosu 26 Mart 1998: Belçika Senatosu 28 Mayıs 1998: Fransız Ulusal Meclisi 29 Ocak 2000: İsveç Parlamentosu 11 Mayıs 2000: Lübnan Parlamentosu 16 Haziran 2000: İtalya’da Roma Şehir Meclisi 28 Ocak 2001: Fransa Senatosu 13 Haziran 2002: Kanada Senatosu 20 Ağustos 2003:Arjantin Senatosu 16 Aralık 2003:İsviçre Parlamentosu 18 Mart 2004: Arjantin 26 Mart 2004: Uruguay (Pes artık!) 31 Mart 2004: Arjantin Kongresi 21 Nisan 2004: Kanada Parlamentosu 30 Kasım 2004: Slovakya Parlamentosu 05 Aralık 2004: Hollanda Parlamentosu
Son olarak Polonya Parlamentosu da bir karar almış ve Almanya Parlamentosuna da benzer bir karar tasarısı sunulmuştur. Sözde soykırımı ABD eyaletleri tanımıştır.
SÖZDE SOYKIRIM ANITLARI:
Nisan 1967: İlk Ermeni “soykırım” anıtı ABD’nin California eyaletinin Montebello şehrinde dikildi. Anıta Türk ulusunu karalayan şu kitabe kondu: “Türklerin insanlığa karşı yapmış oldukları katliam ve Türkler tarafından katledilen Ermenilerin hatırasına…”
07 Kasım 1967: İkinci Ermeni “soykırım” anıtı, Sovyet Ermenistan Cumhuriyeti’nin başkenti Erivan’da dikildi.
29 Kasım 1967: Sovyet Ermenistan Cumhuriyeti’nin Sisernakabend şehrinde, hatıra taşı biçiminde bir “soykırım” anıtı daha dikildi.
Nisan 1971: Fransa’da Marsilya şehrinde, Ermeni kilisesinin bahçesine dikildi.
24 Nisan 2005: Bu kampanyaya son olarak Almanya da katıldı. Almanya’da ilk Ermeni anıtı Bremen şehrinde açıldı.
ONLAR NE YAPTILAR?
İNGİLİZLER:
**1. Dünya Savaşı sırasında, Almanya ile İngiltere arasında savaş başlar başlamaz, İngilizler, Güney Avustralya eyaletinde yaşayan Alman kökenli nüfusu kıtanın iç taraflarına sürmüşler. Güney Avustralya’da çok sayıda Alman asıllı Avustralyalı var. Bunlar, 1. Dünya Savaşı’ndan uzun yıllar önce, 19. yüzyılda oralara gelip yerleşmişler, Avustralyalı olmuşlar, genellikle bağcılık yapıyor, şarap üretiyorlar.
İngilizler, o insanları perişan halde sürerken, onlara çok gaddarca davranmışlar. Evlerini basmışlar, mallarını, mülklerini tarumar etmişler, piyanolarını bile parçalamışlar. Niye mi? Piyano ile Alman marşları çalabilirlermiş! Savaş Avrupa’da, bunlar ise Avustralya’da. Bu insanlar, Avustralya hükümetine silah çekmemiş, İngiliz asıllı Avustralyalılara kurşun sıkmamış, Almanya ile işbirliği yapmamış. Ama Avrupa’da savaş başlar başlamaz, ne olur ne olmaz diye sürülmüşler.
**Sipahi isyanında yakaladığı Hintlileri top namlularının ağzına bağlayıp sonra o topları ateşleyen İngiltere değil miydi?
**İhtilal sırasında İrlanda’da birçok İrlandalıyı kendi eli ile öldürmüş bulunan bir İngiliz subayı, İngiliz Harp Divanı “deli” olduğu gerekçesi ile serbest bırakılıp ve yine Katil Jaucas, jüri tarafından beraat ettirilmemiş miydi? |
| | | JaNbErG Root Admin
Mesaj Sayısı : 6362
Yaş : 38
Nerden : İzmir
Kayıt tarihi : 28/10/07
Başarı Puanı : 70
Tecrübe Puanı : 19308
| Konu: Geri: İşte Ermeni Mezalimi Salı 18 Mart 2008, 05:19 | |
| Ermeni vahşetine Rus tanık Genelkurmay Başkanlığı, Ermenilerin doğu cephesinde yaptıklarına görgü tanıklığı eden Rus yarbayın günlüğünü yayınladı. Genelkurmay ATASE Başkanlığınca yayımlanan ''Gördüklerim Anılarım'' adlı anı kitabında, Birinci Dünya Savaşı sırasında, 1917 yılı sonları ile 1918 yılı ilk aylarında, Erzurum'da 2. Ermeni-Rus Kale Topçu Alay Komutanlığı yapan Rus Yarbay Tverdohlebov'un el yazısıyla tuttuğu günlüğündeki notlarına yer verildi. Rus yarbayın günlüğünde Ermeni vahşetinin boyutları, akıl almaz katliamları gözler önüne serilirken, ''Ermeniler oldukça yeteneksiz, asalak, açgözlü, ancak başka bir milletin sırtından geçinebilen bir millet saymak mümkündür'' deniliyor. Notlarda, ''Ermeni askerler en aşağılık, en adi sınıftan sayılmışlardır. Bunlar, her zaman geri hizmetlerde görev yapmak için gayret göstermişler, cepheden kaçmışlardır'' ifadeleri yer alıyor. Türkçe, İngilizce, Fransızca ve orijinalın tıpkı basımı (Rusça) şekliyle hazırlanan kitap, Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde de yayımlandı. Sitede yer alan bilgi notunda, ''Gördüklerim ve duyduklarım Ermenilerle ilgili her türlü tahmin ve tasavvur sınırlarını fazlasıyla aşmıştır diyen Yarbay Tverdohlebov'un anıları, Ermeni iddialarına verilebilecek en güzel cevap niteliğindedir'' denildi. |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: İşte Ermeni Mezalimi Ptsi 21 Nis. 2008, 20:04 | |
| bide biz soykırım yaptık SÖZDE onların yaptıkarı görülmüyo! |
| | | |
1 sayfadaki 1 sayfası | |
| |
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| | | |
|