Adolf Hitler'in Dünya Görüşü

Konu: Adolf Hitler'in Dünya Görüşü C.tesi 14 Mart 2009, 15:45

Ressam Ve Heykel Traş Olmak İsteyen Fakat Babasıyla Memurluk Konusunda Devamlı Tartışan; Ezilmiş Fakir Bir Genç Adolf... Daha 13 Yaşında... Akıllı Ve Dediğini Yapan Biri... Babasından Almıştır Bu Özelliklerini... Düşünüldüğü Gibi Marksist Düşüncelere Sahip Değildi Hatta Nefret Ederdi... Yahudi Sözcüğünü De Daha Duymamıştı Bile... Irkçı Düşünceye De Sahip Değildi... Babası Ölünce Viyana'ya Gider... Burda Her Türlü İşi Yapar... Okumak İstiyordu... Hamallıktan İnşaat İşçiliğine Kadar Elinden Her İş Geçmiştir... Boş Vakitlerinde Çok Kitap Okuyordu... Bu Dönemde Çevresine Hiç Dikkat Edemiyor... Ne Olup Bittiğini İnsanları Algılayamıyor... Viyana’nın Almanlardan Oluştuğunu Sanıyordu... Ama 2 Milyon Yahudi'yi Farkedemiyordu... Gazeteleri Devamlı Okuyor Ve Bazı Şeylerin Yanlış Gittiğini Düşünüyor Hükümet Adına... Bunun İçin Kendince İki Çare Buluyor...

—Çok Çalışıp Ülkeyi Kalkındırmak...
—Bütün Her Şeyi Kökten Değiştirmek...

İkinci Yolu Seçtiğini Sanırım Anlayabiliyoruz...
Yahudilere Karşı Hiçbir Kötü Ve Katı Düşüncesi Yoktu... Tanıyamıyordu Bile Onları Alman Zannediyordu... Hatta Onlara Karşı Yazı Yazan Gazetelerden Tiksiniyordu Bile... Ama İşleri Biraz Rahatlayıp Etrafını Süzmeye Başlayınca Bir Şeylerin Ters Gittiğini Çabucak Çözmüştü... Aslında Bu Yahudilerin Gizliden Gizliye Hükümeti Aşağıladığı Gazetelerini Almaya Başladığında Ortaya Çıkıyordu... Yavaş Yavaş Düşünceleri Şekillenmeye Başlamıştı Ve İlk Yahudi Karşıtı Gazeteyi Almıştı... Ve Düşüncesinin İlk Adımını Atmıştı... Aslında Okuduğu Bu Gazeteler Marksist Yayınlardı Ama Tiksinti Duysada Düşüncelerini Şekillendirmek İçin Bu Yayınları Okumak Zorundaydı...

Adolf Hitler'in Dünya Görüşü Adolf20hitleryn0

İşin ilginç Yanını Adolf Sonradan Fark Ediyor... Bu Marksist Yahudi Karşıtı Gazetelerin Sahipleri Hep Yahudi’ydi... Sosyal Demokratlar Meğer Yahudilermiş... Şaşkınlık Nefret Ve Nazi Düşüncesinin İlk Adımları Atılmaya Başlanmıştı... Artık Memleketinin Düşmanı Belliydi... YAHUDİLER...

Adolf Hitler'in Dünya Görüşü Nurembergpartyralliesgajk7

Yanlış Fikirlerden Dolayı Gayet İnatçı Bir İşçi Bile Doğru Açıklamalar Karşısında Hakkı Teslim Eder... Yavaşta Olsa Onların Mantıklarını Kavramaya Başlamıştım... Bu Mantığı Kendi Kanaatlerim Doğrultusunda Giriştiğim Mücadele De Kullanacaktım... Bu Nedenle Her Mücadeleden Ben Galip Çıkıyorum...

Yahudileri İlk Zamanlar Düşündüklerinden Ve Söylemlerinden Vazgeçiremiyordum... Çünkü Çok Bilgili Ve Onları Alt Edecek Kıvamda Değildim... Bunun İçin Devamlı Okurdum Elime Ne Geçerse... Tiksindiğim Şeyleri Dahi Okurdum... Yahudiler Tartışmalarda Çok Kaypaklardı... Ne Kadar Bilgili Olursan Ya Da Ne Kadar Haklı Olursan Ol Bir Türlü Onları İkna Edemezsin... Sizle Tartışmaya Başlarlar Söylediği Yanlış Dahi Olsa Sonuna Kadar Savunur Baktı Ki Kaybedecek Civa Misali Elinizden Kayarlar... Sonunda Baktığınızda Elinizde Bir Şey Yok... Ne Kaybetmişsiniz Nede Kazanmışsınızdır... İşin En Sinir Boyutu İse Ertesi Gün Aynı Kişinin Karşınıza Tekrar Aynı Konu İle Çıkması Ve Dünden Ben Kazandım Havası Vermesi... Bunu Söyleyebilecek Kadar Kaypaklardı İşte... Bu Durum Karşısında Donup Kalıyor Ve Onlara Nefretim Bir Kat Daha Artıyordu...

Marksizm Yahudi İnancı; Tabiatı Reddederek Enerji Egemenliği Yerine Sayı Çokluğunu Koyuyordu... İnsanın Bireysel Değeri Yoktu Yani... Irk Üstünlüğü Ve Irk Olgusu Bir Kenara İtilmişti... Bu Tez Eğer Hayatın Esası Olarak Kabul Edilirse İnsanlığın Sonu Demektir... Bu Sebeple Ben Yaratıcımızın Mutlak Olan Ruhuma Göre Hareket Ettiğine İnanmaktayım... Çünkü Yahudilere Karşı Savaşırken Aynı Zamanda Tanrı'nın Kanunları İçinde Savaşıyorum Demektir...

Yani Dünya'da Tanrı'nın Eli Bendim...

Dünyaya At Gözlüğü İle Bakan Teorisyenler Hiç Şüphesiz Ki Milletleri İçin Değil Teorileri İçin Canlarını Severek Verebilirler... Bununda Çok Örneği Var Geçmişte... Buna Dayanarak İnsanlar Kendilerine Kanun Yaptıktan Sonra Bu Kanunlar İçin Yaşadıkları Zanına Kapılırlar... Eğer Genel Bir Kabulün Egemen Olabilmesi İçin Büyük Halk Kitlesinin Gerekli Olan Mücadeleye Hazır Olması Gerekir... Buda Teorisyenlerin Halk'a İnememesi Sonucunda Teorilerinin Havada Kalmasına Yol Açar...

Adolf'a Göre Kötü Siyasetin İçinde 2 Tane Ayrı Parti'den 2 Lider Temiz Kalmıştı... Biri Schoerener Diğeri İse Dr.Leuger’di... Schoerener Alman Milletini Düzlüğe Çıkarmaya Çalışıyordu Ve Bu Adolf'un Dikkatini Çekiyor Ve O Mutlu Oluyordu... Dr.Leuger İse Dağılmaya Başlayan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun Dağılacağını Önceden Görerek Avusturya Kurtarmaya Çalışıyordu... Dr.Leuger Pratik Olarak Çok Başarılı Olmuş Fakat Beklediği Sonucu Hayata Geçirememiştir... Schoerner De Hedeflerine Ulaşamamıştır... Korktuğu Başına Gelerek Almanlar Dünya'ya Savaş Açmışlardır... Leuger Avusturya'yı Kurtaramadığı Gibi Schoerener De Alman Milletini Felaketten Çekip Alamadı...

Bu 2 Parti'nin Beceriksizliği Aslında Bizim İçin İyi OlmuştuAraştırma Fırsatı Bulmuştuk Bazı Şeyleri...Deneme Yanılmaya gerek KalmamıştıBaşkası Bizim Yerimize Yapmıştı Çünkü...Bu Yapılan Yanlışlar Bizim İçin Çıkar Yolu Olacaktır..Başarısızlığın Halk Desteğinin Olmamasından Kaynaklandığının Farkına Varmıştık...Bu Yüzden Parlamento’ya Girmek Gerekiyordu Bir An Önce...Bu Milletin Önünde Söz Söyleme İmkanı Sayesinde Kitleleri Kolaylıkla Bilgi Sahibi Edebilirdik... Böylelikle Kötülüğe Karşı İçten Karşı Çıkabilirdik...

Sonuç Olarak; En Ateşli İdeallerin Gerçeğe Dönüştüğü Yerde Yaşama Ve Hareket Etme Mutluluğuna Erişen İnsanlar Arasında Yer Almak İstiyordum... Kalbimin Tek Arzusu Kutsal Vatanımın Ortak Büyük Vatanımız Olan Alman Reih'i İle Birleşmesidir...Almanya'nın Nüfusu Her Yıl 900 Bin Kişi Artıyordu... Bu Yeni Vatandaşlar Topluluğunu Beslemek Zorluğu Da Her Yıl Artmakta Ve Muhtemel Kıtlık Tehlikesinin İyi Zamanlarda Önüne Geçmek İçin Çareler Araştırılmazsa Birgün Bu Felaket İle Karşılaşmak Kaçınılmazdı... Bunun İçin 4 Çare Öne Sürmüştü Adolf:

1-Fransa Örneğini Takip Ederek Doğumların Artmasını Önlemek Ve Nüfusun Önüne Geçilmesi...
2-Bugün Hala Defalarca Tekrarlanıp Övülen Yoldur Ki "İç Kolonizasyon" Denilen Proje Olup Ne Anlama Geldiğini Teklif Edenlerin Bile Anlayamadığı Ve Akla Gelebilecek En Kötü Sonuçlara Sebep O Alabilecek Çözüm Yoludur...
3-Yeni Topluluklar Kazanılarak Her Yıl Meydana Gelen Ve Milyonlarca İfade Edilen Nüfus Artışı Burada Eritilebilir...
4-Sanayi Ve Ticaretimize Yabancı Müşterileri Çekmek İçin Çalışıp Elde Edilen Kar'lardan Müşterileri Çekmek...

Bütün Dünya Almanya'nın Her Ne Yolla Olursa Olsun Dışa Açılacağını Biliyordu... Aslında Almanya Ülkeleri Mahvetmek Niyetinde Değildi... Dünya’nın "Ekonomik Ve Barışsever Yolla Fethi" Ana Mantıktı... Her Ne Kadar Barışçıl Olsada Bir Ülkenin Özgürlüğü Kısıtlamak Ana Temaydı..."Bizim Geleceğimizin Başkaları İçin Deri Nefret Doğuracağını O Zaman Kavrayamamıştık" Adolf'un Geç kalmış Bir Açıklamasıydı...

Türünün Devamını Sağlamak İçgüdüsü İnsan Topluluklarının Oluşmasının Birinci Sebebidir... Türün Devamı İçin Birey Kendini Feda Etmelidir... Şair Schiller Şöyle İfade Ediyor...
"Hayatınızı Ortaya Koyuyorsanız Hiçbir Zaman Hayatınızı Kazanmazsınız..."
Bireysel Hayatın Feda Edilmesi Irk’ın Devamı İçin Zorunludur... İnsan Hiçbir Zaman Ekonomi Uğruna Kendini Feda Etmez... Yani İnsan Bir İş İçin Değil Ancak Bir İdolü İçin Ölür... Feda Etmeye Marksizm’in Yok Edilmesi İle Başlanmalıydı... Ancak Almanya'nın Manevi Çöküşü Başlamıştı... İlginç Olan İnsanlar Kendilerini Mahveden Şeyi Bilmiyorlardı... Ama Hastalık Marksizm'di...

Adolf Hitler'in Dünya Görüşü Adolfhitlerbrownshirtqq3

3 Ağustos'ta İmparator Hazretleri 3. Louis'e Bir Dilekçe Yazarak Bavyera Alayına Girmek İstediğimi Belirttim... Ertesi Gün Ellerim Titreyerek İsteğimin Kabul Edildiğini Ve Hür Bavyera Alayına Müracaat Etmek Gerektiğini Belirten Cevap Yazısını Aldığımda Sevincim Sonsuzdu... Bir Kaç Gün Sonra; Ancak 6 Yıl Sonunda Sırtımdan Çıkaracağım Üniformayı Giymiş Bulunuyordum...

İşte Benim Ve Her Alman İçin Dünya Hayatının En Unutulmaz Ve En Kutlu Zamanı Böyle Başladı... Bu Harika Olayın Yıldönümü 10 Kere Tekrar Edildi... Kendimi Üniforma İle Sevgili Arkadaşlarımın Arasında Görüyordum... Sonra İlk Defa Olarak Talime Çıkarken Cepheye Gidiş Günüme Kadar Her Şey Gözlerimin Önünden Geçiyordu... Cephede Savaş Sürerken Münih'te De Yıldırma Çalışmaları Devam Ediyordu... Kendi Kendilerine Verdikleri İsimle Burjuva Partiler " Proloterya" Kitlelerini Kolay Kolay Birbirlerine Bağlamayacaklardı... Çünkü Birbirinden Ayrı İki Dünya Çatışıyordu... Tabi Bunda En Genç Olan Galip Gelecekti... Oda Marksizm'di...

Propagandalar Hızla Devam Ediyordu... Bu Milletin Büyük Çoğunluğu Sadece Diplomatlardan Kamu Hukuku Profesörlerinden Hatta Sadece Mantıklı Hüküm Yürütebilen Kimselerden Değil Şüphe Ve Kararsızlığı Olduğu Kadar Endişeye de Eğimli İnsanlardan Meydana Geliyordu... Düşman Propagandası Sınırlı Ve Halk Kitlelilerine Özgü Olarak Düzenlenmiş Yorulmak Bilme Bir Çalışma İle İdare Ediliyordu... Temel Fikirler Ve Uygulama Biçimleri Tam Olarak Anlaşıldığından Bütün Savaş Boyunca Bunlarda Küçük Değişikliklere Gidilmeden Propaganda Tamamlanmıştır... Başlangıçta Anlamsız Görünüyordu... Daha Sonra Buna İnanmaya Başladılar... Dört Buçuk Yıl Sonra Almanyada İhtilal Patlak Verdiğinde Parolayı Düşman Propagandasından Alınmıştır...

Sonuç Her Şey Hesap Edildiğinde Sıfıra Eşit Olur...1915 Yılının Yazında İlk Düşman Broşürleri Elimize Geçmişti... İçeriği Bilinen Şeylerdi Sadece Şekil Ve Açıklama Yönünden Bazı İlaveler Ve Çıkartmalar Vardı... Özellikle Almanya Da Kıtlık Artıyor Denilmekteydi... Savaşın Sonu Bir Türlü Gelmeyecekti... Oysa Savaşı Kazanma Ümidi Sürekli Uçuyordu... Bu Nedenle Halk Arasında Barış İsteği Şiddetle Yükseliyordu...

1916 Yılında Endişe Verici Bir Takım Olaylar Ortaya Çıkmaya Başladı... Cepheden Yükselen Homurtular Tehlikeli Bir Hal Alıyordu... Askerler Çeşitli Nedenlerle Memnuniyetsizlik Göstererek Bazen Galeyana Geliyordu... Evet Cephede Bu Bakımdan Her Şey Yolunda Değildi...

Konu: Geri: Adolf Hitler'in Dünya Görüşü C.tesi 14 Mart 2009, 15:46

7 Eylül De Yaralandım... Çok Şükür Geri Gelebildim Ve Almanya'ya Döndüm... Vatandan Ayrılalı 2 Yıl Olmuştu... Döndüğümde Çok Farklı Bir Yerle Karşılaştım... İnsanlar Bir Tuhaftı... Münih’te Durum Daha Da Kötüydü... İyileştim Ve Depo Taburuna Verildim... Şehri Neredeyse Tanıyamıyordum... Kızgınlık Öfke Küfürleşme Alıp Başını Gitmişti... Kalem İşlerinin Tamamı Yahudilere Aitti... Neredeyse Her KAtip Yahudi İdi... Durum Ekonomik Yönden Kötüydü... Yahudiler Gerçekten Alman Milletinin Kanını Yavaş Yavaş Emiyordu... Üretimin Hemen Hepsi Yahudiler Kontrol Ediyordu... O Zaman Dehşet İçinde Farkettim Ki Eğer Zamanında Müdahale Edip Çare Bulunmazsa Yakın Gelecekte Bir Felaket Ve Yok Oluş Kaçınılmazdı...

Buna Dayanamayarak Geri Dönme Talebinde Bulundum...1917 Mart'ında Tekrar Alaya Döndüm...Ordu Rusya'nın Yıkılması İle Ümit Ve Cesaretini Artırmıştı...Felaket Haykırışlarının Yerini Ümit Kıvılcımları Alıyordu...Ancak O Sırada Almanya'da Dünya'nın En Alçak Hareketi Geldi...Mühimmat Grevi Başlatılmıştı...Mühimmat Eksikliği Yüzünden Cephenin Çökeceği Düşünülüyordu...Ne Var Ki Grev İşe Yaramadı Ve Kısa Sürdü...Ama Almanlar Ülkelerine Döndüklerinde Bir İhtilalle Karşılaşacaklarından Habersizlerdi...Bu Söylentiler Cephede Büyük Tepkiye Sebep Oldu...4.5 Yıl Bunun İçin Mi Savaştık?..Benim Kişisel Fikrim Başlangıçta Kesinleşmişti...Politikacılardan Nefret Ediyordum...Ekimde Gerginlik İyice Arttı Ve Denizciler AyaklanıpHalkı İhtilale Çağırdı... Ne Hikmetse Hepsi Yahudiydi...Ve Cepheye Bir Kez Dahi Gitmemişlerdi...Sonunda Olan Oldu Ve 2. Guillavme Yahudilere Bir Fırsat Verdi...Yahudilerle UzlaşılmazOnlarla Sadece Şu Karar verilir: "Ya Hep YA Hiç!"

Bana Gelince; Ben Politikaya Atılmaya Karar Vermiştim... İlk Defa Kendi Tavrımı Ortaya Koyabiliyordum... Yeni Bir Parti Kurmaya Karar Vermiştim... Bu Büyük Halk Kitlelerine Hitap İçin Önemliydi... Bu Nedenle "Sosyal-İhtilalci Parti" Adında Karar Kılmış Ve Politika Yolunda İlk Adımı Atmıştım...İnsanlığın En Büyük Düşünürlerinden Olan Schpenhver Gerçeği Yakalayarak Onları Ebediyyen Lanetlemiştir... OYahudilere " Yalanın En Büyük Üstatları" Adını Vermiştir... Bu Olguyu Kabul Etmek İstemeyen Veya Buna İnanmak İstemeyen Hiçbir Zaman Bu Gerçeği Kabul Etmeyecektir...
Alman Hükümetinin Milleti Yavaş Yavaş Zehirleyen Kaynağı Yahudi Olan Basına Herhangi Bir Baskı Uygulamayışı Güveni Sarsıyor Ve Sağduyu Tamamen Yokediyordu... Gerçek Olan Bir Şey Varsa O Da Bir Yandan Yahudilerin Son Derece Kurnazca Kendilerini Savunmasının Veya Gerçekten Bir Aptallığın Sonucu Olarak Yahudilerin Bütün Basın Organlarını Ele Geçirmeyecek Kadar Kurnaz Olmasıydı...

Yahudiler Asalak Sıfatıyla Başka Milletlerin Ve Devletlerin Vücutlarında Yaşadığı Hayat Özel Bir Niteliğe Sahiptir... Bu Yüzden Shakspeare Yahudilerin Yalancılıkta Büyük Usta Olduğunu Söyler... Yaşayış Şekli Onun Daima Yalan Söylemesine Teşvik Eder... Yahudiler Kendilerini Sadece Bir "Dini Topluluk" Olarak Gösterirler Ve Hayatlarını Bir Asalak Olarak Sürdürürler... Tabi Bu Onların En Büyük Yalanlarından Biridir... Yahudi’nin Zekâsı Ne Kadar Kıvraksa Bu Hileli İşte O Kadar Başarı Sağlar... Bu Sahtekârlıkta O Kadar İleri Gidebilir Ki Onlara Konukseverlik Gösteren Milletin Büyük Bir Bölümü Sonunda Yahudilerin Başka Bir Dinin Mensubu Olmakla Beraber Bir Fransız İngiliz Alman Ya Da İtalyan Olduğuna İnanır... Ancak Aldatıldıklarının Farkında Olmadan...

( Hz.) İsa Yahudi Milleti Hakkında Beslediği Düşüncesini Hiçbir Zaman Gizlememiştir... Hatta Gerektiği Zaman İnsanlığın Düşmanı Olan Bu Yahudileri Tanrı'nın Mabedinden Kırbaçla Kovmuştur... Yahudiler Her Zaman Olduğu Gibi O Zaman Da Dini İnancı İş Yapmak İçin Bir Araç Olarak Kabul Ediyordu... İşte Bu Yüzdendir Ki (Hz.) İsa Çarmıha Gerilmiştir...
Öyle Ki Yahudiler Milliyetin Korunmasına Dikkat Eden Kadınların Hristiyanla Evlenmesine Karşı Çıkmaz Hatta Teşvik Eder... Fakat Erkeklerin Soyunun Hep Saf Kalmasını Sağlar... Yahudi Başkasının Kanını Acımasızca Zehirler Fakat Kanını Her Türlü Bozulmaya Karşı Korur...Kişiliğin Yerini Başka Bir Şey Tutamaz... Bu Sözümüz Kişilik Mekanik Bir Kuvveti Temsil Edeceği Yerde Kültür Ve Yaratıcılık Unsurunu İçerirse Daha Da Doğru Olur... Meşhur Bir Kimsenin Yerine Başka Bir Kimse Alamaz... Meşhur Bir Kimsenin Ölümünden Sonra Kimse Onun Eserini Tamamlamaya Teşebbüs Edemez... Büyük Bir Şair Büyük Bir Düşünür Büyük Bir Devlet Adamı Büyük Bir General Hakkında Da Bu Tutum Aynen Geçerlidir... Çünkü Onların Eserleri Sanat Alanı Üzerinde Yeşermiş Bir Makine Tarafından İmal Edilmemiştir... Eserleri Tanrı'nın Doğal Bir Lütfu Olmuştur... İnsanların Bu Dünyada Ki En Büyük Yeniliklerini Fetihleri En Büyük Kültür Eserler Ve Hükümet Başkanlarının Sağladığı Ölmez Sonuçlar Hep Ayrılma Kabul Etmez Bir Şekilde Sonsuza Kadar Bağlıdır... Ve O Ad Bunlar İçin Bir Sembol Olarak Kalacaktır...

Yahudilerin Büyük Adamları Ancak İnsanlığa Ve Uygarlığa Karşı Açtıkları Yıkım Mücadelesinde Büyüklük Sıfatını Kazanmışlardır...Onlar Bu Putperestçe Hayranlığı Pek Sık Uygularlar...Fakat Bunu Yakışık Almaz Bir Şey Gibi Göstermeye Ve Kişiye Tapmak Maskesi Altında Kötülemeye Çalışırlar...Eğer Bir MilletYahudilerin Bu Yüzsüzce Ve Mağrur Fikirlerine Katılacak Kadar Korkak İseSahip Olduğu Kuvvetlerin En Büyüğünden Vazgeçiyor Demektir...Çünkü Akıllı Birine Ve Onun DüşüncelerineEserlerine Saygı Göstermek Bir Kuvvettir...Topluluğa Saygı Göstermekse Bir Kuvvet Değildir...Kalpler ParçalandığıRuhlar Umutsuzluğa Düştüğü ZamanGeçmişin Karanlıkları İçindenVaktiyle İnsanın Acı Ve EndişeleriniSefaletiniFikri Cesaret Ve Baskılarını Önlemeyi Başaranlar Tekrar Ortaya ÇıkarÜmitsizlere Gözlerini Çevirir Ve Onlara Sonsuz Ellerini Uzatırlar...İşte Bu Elleri Tutmakla Utanan Milletlerin Vay Haline!..

Devlet Daha Çok Ekonomik Zorunluluklardan Siyasi Güçlerin Çalışmasından Meydana Gelir... Bu İnanç Irkla Bağlantılı Olan İlkel Güçlerin Takdir Edilmemesine Ve Kişinin Değerinin Hafife Alınmasına Sebep Olan Irklar Arasında Ki Farkı Kabul Etmeyip Eşitliği Kabul Etmek Milletler Ve İnsanlar Arasında Da Aynı Karara Varılmasını Gerektirir... Aslında Beynelmilelcilik Marksizimde Var Olan Genel Bir Felsefe Anlayışının Yahudi Olan Karl Marks Tarafından Siyasi Bir Doktrine Çevrilmesidir... Karl Marks Sadece Çürümüş Bir Dünyanın Kokuşmuş Bataklığında Özellikle Zehirli Olan Maddeleri Teşhis Eden Kimse Oldu... Karl Marks Zehir Saçan Maddeleri Eline Geçirip Bunları Dünyanın Hür Milletlerinin Hayatlarını Mahvetmek İçin Gayet İyi Kullandı...Irkçı Devlet Yerine Getirilmemiş Veya Eksik Yapılmış Tamamını Temin Etmelidir... Irkın Temiz Kalmasına Nezaret Etmelidir... Aynı Zamanda Bir Milletin En Değerli Malının "Çocuk" Olduğunu Kabul Ve İlan Etmelidir... Yalnız Sağlam Olanların Çocuk Yetiştirmelerini Sağlamaktır... Herşeyden Evvel Genç Ve Vücutça Hastalıksız Bir Adam Darbelere Katlanmayı Öğrenmelidir... Irkçı Devletin İnsan Tipi; Mert Onurlu Enerji Sahibi Erkekler Ve Dünyaya Gerçekçi İnsanlar Getirecek Yetenekte Olan Kadınlardı...
Spor Bir Kimseyi Güçlü Ve Atak Yapmakla Kalmaz O Kimseyi Sertleştirir... Yenilgi Ve Acılara Tahammül Etmeye Alışkın Hale Getirir... Eğer Aydınlarımızı Üstün Sınıflarını Oluşturanlar Mümtaz Şeyleri Öğrenmek Yerine Yalnız Boks Yapmayı Bilselerdi Ahlaksız Asker Kaçakları Ve Bunlara Benzer Ayak Takımları Tarafından İhtilal Yapılamazdı... Gençlerimizin Giyimlerde Takip Edilen Amaca Uymalıdır... Herkesin Satın Alamayacağı Bir Elbiseye Sahip Olmak İçin Değil Herkesin Sahip Olamayacağı Bir Vücuda Sahip Olmak İçin Çalışmalıdır... Genç Kız Erkek Arkadaşını Tanımalı Ve Bilmelidir... Eğer Vücut Güzelliği Zamanımızın Moda Budalalıkları Yüzünden İkinci Plana Atılmamış Olsaydı Yüzbinlerce Alman Kızı Çarpık Cılız Yahudi ***lerine Kapılmazdı...

Irkçı Devlet Erkek Çocuklarla Olduğu Kadar Kız Çocuklarıyla Da İlgilenecektir... Kızlarında Eğitimleri Aynı Prensipler Doğrultusunda İdare Edilecektir... Kızlar İçin Önemli Olan Nokta Beden Terbiyesi Olmalıdır... Karakterin Terbiyesi Daha Sonra Gelir... Nihayet Fikri Eğitimlerin Gelişmesi Meselesi Ele Alnır... Kız Terbiyesinin Tek Amacının Kızları Geleceğin Anneleri Olarak Hazırlamaktan İbaret Olduğu Hiçbir Zaman Akıldan Çıkarılmamalıdır...
Irkçı Devlet Bütün Dikkat Ve Çalışmasını Ve Karar Verme Yeteneğinin Eğitimine Harcadığı Gibi Gençlerin Çocukluklarından İtibaren Sorumluluk Zevkini Ve Yaptıkları İşlerin Gereken Cesaretini Hakketmelerini Özellikle Önem Vermelidir... Irkçı Devletin Görevi Irk Meselelerini Ön Plana Alan Bir Dünya Tarihinin Yazılmasını İzlemek Olmalıdır... Irkçı Devlet Genel Kültür Öğrenimini Ciddi Noktaları Kapsayan Bir Şekil Vermelidir... İnsanın Genel Bilgileri Ve Ana Hatları Okuyup Öğrenmesi Yeterlidir... Bu Öğrenim Ferdin Fikir Faaliyetine Temel Teşkil Edecektir...

Konu: Geri: Adolf Hitler'in Dünya Görüşü C.tesi 14 Mart 2009, 15:46

Irkçı Devlet Gençliğe Uygun Bir Şekilde Eğitilerek Irkın Varlığını Sonsuza Dek Yaşatmaya Çalışmalıdır... Irk Bu Zor Ve Kesin Sınava Dayanabilmek İçin Sürekli Kamil Ve Hazır Bir Durumda Tutulmalıdır... Hiçbir Genç Kanın Saflığını Bunun Milletimizin Varlığı İçin Gerekli Ve Zorunlu Olduğunu Tam Anlamıyla Anlamadan Okuldan Çıkmamalıdır... Böyle Hareket Edildiği Takdirde İlk Büyük Şart Elde Edilmiş Olur... Irkın Varlığı Milletimizin Temeli Demektir... Bu Temel De Daha Sonra Uygarlığın Gelişmesini SağlayacakEn Büyük Unsurdur...

İnsanlarda Akıl Üzerinde Değil De Büyük Bir Kısmı İtibariyle Bilinç Dışı Kalmış Ve Yalnız Duygu İçinde Kök Salmış Bir Takım Kanaatlerin Galip Gelmesi Meselesi Söz Konusudur... İç Güdüye Dayanan Bu Antipati Engelini Bu İhtisas Haline Gelmiş Kin'i Ve Bu Düşmanca İstidatı Yok Etmek Kusurlu Veya Hatalı Bir İlmi Fikir Ve Görüşü Düzeltmekten Çok Daha Zordur... Yanlış Düşünce Bilgi Eksikliği Yüzünden Ortaya Çıkarsa Bu Yanlış Düşünce Ve Bilgiyi Kenara İtmek Gayet Kolaydır... Fakat Duyguların Tepkisine Karşı Gelmeye İmkân Yoktur... İşte Sadece Bu Esrarlı Kuvvetlere Başvurmakla Bir Etki Yaratılabilir... Burada Bir Yazarın Gücü Yetmez... Burjuva Sınırlarının Meydana Getirdiği Bu Eserler İçerik Bakımından Önemli Değildir...
Marksizm’in Kucağına Düşmüş Olan Yüz Bin Alman İşçisinden Yüz Tanesi Yoktur Ki Karl Marks'ın Bir Eserini Okumuş Olsun... Karl Marks'ın Eseri Proleterler Tarafından Okunmamıştır...Ama Aydınlar Ve Yahudiler İse Bu Eseri Bin Kez Okumuş Ve İncelemişlerdir…

Komünist Partisi Mensubu Dostlarımız Çoğu Kez Karşımıza Gerçek Birer Müfreze Halinde Gelirken Her Gelişlerinde Bunlara Her Tarafı Parçalamak Ve Bu İşe Artık Bir Son Vermek Yolunda Talimat Veriyorlardı... Birçok Kereler Bu Talimatın Uygulanmasına Az Kalmıştı... İşte Bu Sıralarda Bizim İdare Heyetimizin Sonsuz Enerjisi Ve Kendi Güvenlik Teşkilatımızın Sert Mücadele Yeteneği Alçak Rakiplerimizin Arzu Ve Düşüncelerine Set Çekti... Bizlere Galeyana Gelmeleri İçin Birçok Sebep Vardı... Bizim Duvar İlanlarımızın Kırmızı Rengi Onları Toplantılarımıza Çekiyordu... Komünistlerin Kızıl Renklerinden İstifade Ettiğimiz Zaman Burjuvalar Dehşet İçinde Kaldı Ve Bu Davranışımızı Oldukça Şüpheli Bir Şey Olarak Kabul Etti... Ama Yaptığımızı Toplantı Ve Konuşmalarda Hır Çıkarmaktan Da Geri Kalmadılar... Ama Bizim Davamıza İnanmış Olan Gençlerimiz O Kızılları Tekme Tokat Egale Etmeyi Bildiler...